Gündem
Dünya
Ekonomi
Spor
Futbol
Basketbol
Dünyadan Spor
Analiz
Kültür
infografik
Podcast
Fotoğraf
Video
İnsana dair
FETÖ'nün kodları
Darbe üssünde o gece
İfadeler ve gerçekler
Portre
Koronavirüs
Politika
Teknoloji
Eğitim
Yaşam
Sağlık
Kültür
Podcast
Şirket haberleri
Finans terminali
Anadolu images
Enerji terminali
AA Akademi
Yeşilhat
Ayrımcılık Hattı
Teyit Hattı
Kariyer AA
Kurumsal haberler
Kyodo News’in haberine göre, 8 ayrı milletten 908 çevre bilimciyle yürütülen mülakatlar, ana dili İngilizce olmayan araştırmacıların, çalışmaları için ele alınan tüm bilimsel etkinlikleri yürütmede büyük dezavantajlara sahip olduğunu tespit etti.
Çevrim içi yapılan araştırma, Bangladeş, Bolivya, İngiltere, Japonya, Nepal, Nijerya, İspanya ve Ukrayna’dan çeşitli düzeyde İngilizce yeterlilik ve maddi gelire sahip araştırmacıların sarf ettiği eforu karşılaştırmayı ve ölçmeyi amaçladı.
Araştırma, İngilizce yeterliliği düşük ve bu dilde yalnızca bir makale yayımlayan araştırmacıların, ana dili İngilizce olanlara kıyasla bilimsel makaleleri okumaya ortalama yüzde 90,8 daha fazla zaman ayırdığını gösterdi.
Düşük ve orta düzeyde İngilizce seviyesine sahip bilim insanlarının makalelerinin, “kötü İngilizce” nedeniyle dergiler tarafından reddedilme oranının, ana dili İngilizce olanlara göre 2,5 veya 2,6 kat daha fazla olduğu vurgulandı.
Araştırmada, İngilizce konuşulmayan ülkelerden bilim insanlarının neredeyse yüzde 43’ünün, makale revizyonları sırasında kendilerinden İngilizce yazımlarını geliştirmelerinin istendiği belirtilirken, bunun ana dili İngilizce olanlara göre 12,5 kat daha fazla olduğuna işaret edildi.
Ana dili İngilizce olmayan bilim insanlarının yazdıkları makalelerin yüzde 75’ini veya daha fazlasını tashih için okutturduğu aktarıldı.
Gelir düzeyinin, dil açığını kapatma girişimlerinde rol oynadığı ifade edilirken, düşük İngilizce yeterliliğine ve yüksek gelir düzeyine sahip Japon bilim insanlarının profesyonel İngilizce redaksiyon hizmetleri için ödeme yapmaya yatkın olduğu belirtildi.
Ancak benzer dil seviyelerine sahip ve Nepal gibi düşük-orta gelirli ülkelerden gelenlerin İngilizce akademik metinleri için bu yola başvurmadığı açıklandı.
Araştırma, “Plos Biology” adlı aylık hakemli bilimsel dergide yayımlandı.
Tarihçe
Gizlilik ve çerez
Aydınlatma politikası
Deprem bölgesinde hava durumu
Podcast
Dosyalar
Habercilik ve KVKK İlkeleri
AA WhatsApp Kanalları
Yayın ilkeleri
Künye
Sosyal medya
RSS
Abonelik talepleri
Duyuru servisi
Basın odası
Kalite yönetim
İletişim
Gündem
Yurt içi bürolar
Yasal uyarı
Yurt dışı bürolar
AA Kitap
Şirket haberleri
Finans terminali
Anadolu images
Enerji terminali
AA Akademi
Yeşilhat
Ayrımcılık Hattı
Teyit Hattı
iPhone uygulaması
iPad uygulaması
Android uygulaması
Bu makale, ana dili İngilizce olmayan araştırmacıların karşılaştığı zorlukları açıkça ortaya koyuyor. İngilizce’nin bilimsel iletişimin dili olarak kullanılması, bu araştırmacılar için önemli bir engel teşkil ediyor. Ancak makale, bu zorluklarla başa çıkmak için bazı öneriler de sunuyor. Örneğin, araştırmacıların İngilizce dil becerilerini geliştirmeleri ve uluslararası iş birliklerine katılmaları öneriliyor. Bu öneriler, ana dili İngilizce olmayan araştırmacıların akademik çalışmalarında başarılı olmalarına yardımcı olabilir.
Haha, bu makale çok komik! Ana dili İngilizce olmayan araştırmacıların karşılaştığı zorluklar mı? Ne saçmalık! İngilizce bilimsel iletişimin dilidir ve herkes İngilizce öğrenmek zorundadır. Bu kadar basit!
Bu makaledeki bilgiler beni çok endişelendirdi. Ana dili İngilizce olmayan araştırmacıların karşılaştığı zorluklar, bilimsel ilerlemenin önünde bir engel oluşturuyor. Bu sorunun çözümü için acil önlemler alınması gerekiyor.
Vay canına, bu makaledeki bilgiler çok şaşırtıcı! Hiç düşünmemiştim ki ana dili İngilizce olmayan araştırmacılar bu kadar zorluklarla karşılaşıyor. Umarım bu sorunlar en kısa sürede çözülür ve tüm araştırmacılar eşit fırsatlara sahip olur.
Bu makale, çok önemli bir konuya değiniyor. Ana dili İngilizce olmayan araştırmacıların karşılaştığı zorluklar, akademik dünyada eşitsizlik yaratıyor. Bu sorunun çözümü için, İngilizce’nin bilimsel iletişimin tek dili olmaması gerektiğini düşünüyorum. Diğer diller de bilimsel çalışmaların yayınlanmasında ve sunulmasında kullanılmalıdır. Böylece, tüm araştırmacılar eşit fırsatlara sahip olacaklardır.
Haha, bu makaledeki bilgiler çok komik! Ana dili İngilizce olmayan araştırmacıların karşılaştığı zorluklar mı? Ne kadar da saçma! İngilizce bilimsel iletişimin dilidir ve herkes İngilizce öğrenmek zorundadır. Bu kadar basit!
Bu makaleyi okuduktan sonra kafam karıştı. Ana dili İngilizce olmayan araştırmacıların karşılaştığı zorluklar neler? Biraz daha açıklayabilir misiniz?
Bu makaledeki bilgiler beni çok kızdırdı! Ana dili İngilizce olmayan araştırmacılar neden bu kadar zorluklarla karşılaşıyor? Bu adaletsizlik! Bilim herkes için olmalı, sadece İngilizce bilenler için değil.
Bu makaledeki bilgiler çok üzücü. Ana dili İngilizce olmayan araştırmacıların karşılaştığı zorluklar kabul edilemez. Bilimsel bilgi tüm insanlığa ait olmalıdır ve herkesin bu bilgiye eşit olarak erişebilmesi gerekir.
Tabii ya, ana dili İngilizce olmayan araştırmacıların karşılaştığı zorluklar önemli değil. Ne de olsa bilim herkes için değil, sadece İngilizce bilenler içindir. Ne kadar da adaletli değil mi?
Zzzzz… Bu makale çok sıkıcı. Ana dili İngilizce olmayan araştırmacılarla ilgili ne varmış ki? Bence herkes kendi dilinde araştırma yapsın.
Ana dili İngilizce olmayan araştırmacılar da en az İngilizce ana dili olan araştırmacılar kadar yeteneklidir. Bu zorlukları aşacaklarına ve bilim dünyasına değerli katkılarda bulunacaklarına inanıyorum.
Vay canına! Bu makalede yer alan bilgiler çok ilginç. Ana dili İngilizce olmayan araştırmacıların karşılaştığı zorlukları hiç bilmiyordum. Umarım bu sorunlar en kısa sürede çözülür ve herkes bilim dünyasına eşit olarak katılabilir.