18 Temmuz 2023
Araştırmacılar, PLoS Biology dergisinde yayımlanan istatistiklerin şaşırtıcı olmayabileceğini, ancak dil engelinin İngilizcesi akıcı olmayan akademisyenlerin kariyerleri üzerindeki etkilerini ölçmenin önemli olduğunu söylüyor. Avustralya, Brisbane’deki Queensland Üniversitesi’nde biyoçeşitlilik araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarlarından Tatsuya Amano, “Bilim camiasının bu sorunu çözmek için daha fazla çaba sarf etmesi için ilk adım” diyor.
Amano ve meslektaşları, her biri en az bir İngilizce hakemli makale yazan 8 ülkeden 908 çevre bilimciyle bir anket yaptı. Katılımcıların bir kısmı, orta düzeyde İngilizce bilen ülkelerden (Bolivya, İspanya ve Ukrayna), diğerleri ise İngilizce yeterliliğinin yaygın olmadığı ülkelerdendi (Bangladeş, Japonya ve Nepal). Cevaplar, İngilizcenin resmi dil olduğu ülkelerden (Nijerya ve Birleşik Krallık) kişilerin cevaplarıyla karşılaştırıldı.
Ekip, İngilizce dilinde yalnızca bir makale yayımlayan bilim insanları arasında, İngilizce yeterliliği genel olarak düşük olan ülkelerden olanların, anadili İngilizce olanlara göre makaleyi yazmak için ortalama %29.8 daha fazla zaman harcadığını buldu; orta derecede İngilizce yeterliliğe sahip ülkelerden olanlar ise ortalama %50.6 daha fazla zaman harcadılar. Benzer şekilde, İngilizce yeterliliği genel olarak düşük olan ülkelerden gelenlerin, anadili İngilizce olanlara göre bilimsel makaleleri okumak için ortalama %90.8 daha fazla zaman harcadıklarını buldular. Ayrıca anadili olmayanların uluslararası konferanslarda sözlü sunum hazırlamak için daha fazla zaman harcadıklarını ve birçoğunun dil engeli nedeniyle bu sunumları üstlenmekten kaçındıklarını da öğrendiler.
Japon olan Amano, İngilizce iletişim kurmakta her zaman zorlandığını söylüyor. Birleşik Krallık ve Avustralya’da uzun yıllar çalıştıktan sonra İngilizcesinin geliştiğini ve insanların makalelerinin anadili İngilizce olan biri tarafından yazıldığını düşünebildiklerini belirtiyor. “Ama perde arkasında, bu seviyeye ulaşmak için çok fazla zaman harcamam gerekiyor” diyor. Bu çalışmada tam olarak ölçmek istediğinin de bu ekstra çaba olduğunu söylüyor.
Yüksek Red Oranı
Amano ve meslektaşları hakem değerlendirme sürecini de incelediler. Anadili İngilizce olmayan kişiler, anadili İngilizce olanlara göre makalelerinin yazma sorunları nedeniyle 2.5 kat daha sık red aldığını bildirdiler. Bu durum, Brown Üniversitesi’nde Kolombiyalı bir paleoklimatolog olan Lina Pérez-Angel’a tanıdık geliyor ve şöyle açıklıyor “İngilizcemin araştırmanın kalitesi hakkında şüphe uyandırdığını açıkça söyleyen ya da Latinx/Hispanik soyadım yüzünden olduğunu düşünmeme yol açacak şekilde İngilizcem hakkında sert geri bildirimde bulunan dergi hakemleri oldu” diyor.
Amano, çözümün sadece dil engeli yaşayan kişilerin sorumluluğunda olmaması gerektiğini düşünüyor. Örneğin, dergiler araştırmacılara yazma konusunda yardımcı olacak yapay zeka araçlarına erişim sağlayabilir veya yazarları makalelerini gözden geçirmelerine yardımcı olacak İngilizcede yetkin kişilerle buluşturabilir. Konferanslar, araştırmacıların bir tercüman kullanarak kendi ana dillerinde sunum yapmalarına izin vermeyi düşünebilir ve özetleri birden çok dilde yayınlayabilir. Amano, “Anadili İngilizce olmayanlar dünya nüfusunun neredeyse %95’ini oluşturuyor” diyor. “Bu %95’i desteklemezsek, pek çok küresel sorunu çözemeyeceğimize eminim.”
Haber İçin Tıklayınız
2024 © Bu sitenin tüm hakları KLİMİK Derneğine aittir. Tasarım ve Uygulama: .doc
Bizi Takip Ediniz Facebook
Twitter
YouTube
Dil engeli mi? Hadi canım sen de… Birkaç İngilizce dersi alın geçer. Yoksa bilim yapmak istiyorsanız İngilizce öğrenmek zorundasınız. Başka yolu yok.
Makalede yer alan araştırma sonuçları, dil engeli nedeniyle ana dili İngilizce olmayan araştırmacıların daha az yayın yaptığını ve daha az atıf aldığını gösteriyor. Bu durum, bu araştırmacıların akademik kariyerlerini olumsuz yönde etkiliyor. Makale, bilim dünyasında daha fazla dil çeşitliliğinin sağlanması gerektiğini savunuyor.
Ne saçma bir yazı be. İngilizce bilim dünyasının dilidir ve öyle kalmalıdır. Başka dil bilenler uğraşıp öğrensinler. Bizim onlara özel muamele yapmamıza gerek yok.
Dil engeli nedeniyle ana dili İngilizce olmayan araştırmacıların yaşadığı zorluklar gerçekten ilginç. Bu konuda daha fazla araştırma yapılmalı. Acaba bu araştırmacılar hangi zorluklarla karşılaşıyorlar? Bu zorlukları nasıl aşıyorlar?
Ah, zavallı ana dili İngilizce olmayan araştırmacılar… İngilizce bilmiyorsanız bilim yapmayın o zaman. Bilim dünyası sizin için değil.
Makale, bilimsel çalışmalarda dil engeliyle karşılaşan ana dili İngilizce olmayan araştırmacılara dikkat çekiyor. İngilizce’nin bilim dünyasında baskın dil olması, bu araştırmacılar için önemli bir dezavantaj yaratıyor. Çalışma, dil engeli nedeniyle yaşanan zorlukları ve bu zorlukların araştırmacıların kariyerlerini nasıl etkilediğini inceliyor. Makale, önemli bir sorunu gündeme getiriyor ve ana dili İngilizce olmayan araştırmacılara destek verilmesi gerektiğini vurguluyor.
Yazarın dil engeli nedeniyle yaşanan zorlukları abarttığını düşünüyorum. İngilizce öğrenmek çok kolay ve herkes yapabilir. Bilim insanları zaten çok zeki insanlar, dil öğrenmek onlar için çocuk oyuncağı olmalı.
Yahu İngilizce’yi bilmiyorsanız nasıl bilim yapacaksınız? Makaleleri okuyamıyorsunuz, konferansları anlamıyorsunuz. Bilim dünyası İngilizce’nin dünyası. Başka dil bilmiyorsanız, bilim yapmayın.