Globalleşen günümüz dünyasında yabancı dil bilmenin öneminin daha da arttığını görüyoruz. Özellikle İngilizce, gençlerimizin eğitim ve iş hayatlarında başarılı olmaları için bir zorunluluk haline geldi. Türkiye’deki eğitim kurumları da bu ihtiyaca paralel olarak yabancı dil eğitim programlarını geliştirme çabasındalar. Bununla birlikte ülkemizde genel İngilizce dil performansında istenilen noktaya maalesef gelinemedi. Bunun temel sebeplerine bakıldığında dil öğretiminde bazı ortak sorunlar göze çarpıyor. Bu konuyu, Cambridge Türkiye İş Geliştirme Müdürü Ülkem Karaca Buckley ile konuştuk.
Ülkem Hocam, “Türkiye’deki uluslararası Cambridge sınavlarına giren adayların son 20 yıllık performanslarına baktığımızda maalesef dünya ortalamasının altında kaldığını görüyoruz. Bu makas sınavların seviyeleri arttıkça daha da açılıyor. Ülkemizdeki bu genel durumu analiz ederken hem öğretim programlarımıza hem de ölçme değerlendirme sistemlerimize bakmakta fayda var” diyor.
Dili bilmekle dili kullanabilmek arasında çok önemli ve kritik bir nüans var. Klasik “İngilizce biliyorum ama konuşamıyorum” sorunumuzdaki temel sebep tam da bu! Sadece gramer ve kelime bilgisi gibi dilin sistemlerine takılıyoruz. Okuma, yazma, konuşma ve dinleme alanlarındaki dört temel dil becerilerimizi geliştirmezsek, dili sağlıklı kullanamayız. Ülkemizde son yıllardaki dil eğitiminde daha fazla iletişim becerileri odaklı programları uygulanıyor. Bu alanda oldukça fazla yatırımlar yapılıyor. Buna rağmen dil performansında beklenilen artışı gözlemleyemiyoruz.
ÖLÇME DEĞERLENDİRME SİSTEMİ
Dil öğretimindeki hedeflerimize uygun, doğru ölçme değerlendirme araçları öğretime dahil edilmeli. Bu değerlendirmelerde karşımıza çıkabilecek performans eksikliği her zaman başarısızlık olarak değerlendirilmemeli. Aksine, nerede eksiğimiz olduğunu erken safhada görmeliyiz. Hedefimiz ne ise yolumuzu ona göre çizeriz. Hedefimiz İngilizce’yi sağlıklı kullanabilmek. O halde ölçme değerlendirme kriterlerimiz sadece gramer ve kelime bilgisinde kısıtlı kalmamalı, dil becerilerini de kapsamalı, bu kriterlere uygun öğretim programları planlamalı. Öğrencileri bir gramer hatasından dolayı cezalandırarak özgüvenlerini kırmamalıyız. Doğru iletişim kurabilmeleri için teşvik etmeliyiz. Bu kapsamda uluslararası dil sınavları hem yol gösterici olacak hem de öğrencilere yurtdışı eğitim ve iş kapılarını açacaktır. Bu sınavların seçiminde titizlik gösterilmeli. Güvenilir ve uluslararası geçerliliklerinin olmasına dikkat edilmelidir.
Cambridge Türkiye, İngilizce dil öğretiminde öğretim ve ölçme değerlendirme süreçlerinin bir arada yürütüldüğü bütünsel bir yaklaşım üzerinde çalışmakta. Ayrıca, üniversitenin zengin deneyimi ve kaynaklarıyla eğitim kurumlarını desteklemekte. Geçen hafta, İstanbul İngiltere Başkonsolosluğu’nda düzenledikleri etkinlikte, eğitim dünyamızın önde gelen kurumlarının kurucu ve üst düzey yöneticileri ile bir araya geldik. İngilizce dil öğreniminde başarıyı artırma yönündeki çalışmalarını büyük bir dikkatle izledim.